Engelli Bir Hayvanı Evlat Edinmek

Engelli Bir Hayvanı Evlat Edinmek Bugün 3 Aralık Dünya Engelliler Günü... Bu farkındalık günü vesilesiyle belirtmek gerekir ki, her sağlı...

Engelli Bir Hayvanı Evlat Edinmek

Bugün 3 Aralık Dünya Engelliler Günü...

Bu farkındalık günü vesilesiyle belirtmek gerekir ki, her sağlıklı birey birer engelli adayıdır.

Engelli insan ve hayvanların yaşadıkları zorlukları göz önünde bulundurarak, onların hayatlarını kolaylaştırmak adına, üzerimize düşen sorumlulukları almalı ve onlara her koşulda destek olmalıyız.

Peki hiç engelli bir hayvanı evlat edinmeyi, ona ev ve yuva olmayı düşündünüz mü ?

Engelli bir hayvanı evlat edinmek, sağlık sorunu olmayan bir hayvanı evinize getirmekten biraz daha farklı olsa da dostlukları ve sevgileri her zaman aynı.

Engelli bir hayvan evlat edinmek, herhangi başka bir hayvanı evlat edinmekten çok daha fazla sorumluluk getirir.

Bu hayvanların engelli olmasının nedeni doğuştan olabileceği gibi, travmatik sebepler sonucu ya da hastalıkla da olabilir.

Can dostunuz için yapmak zorunda olduğunuz dışarı çıkarma, kumunu temizleme, mamasını verme, yıkama ve oyun oynama gibi temel sorumlulukların yanında, engelli dostunuzun yatış pozisyonunu değiştirmek, masaj yapmak, takviye edici gıdalar vermek, yarı felçliyse altını bezlemek gibi sorumluluklarınız da olacaktır.

Engelli hayvan dostlarımızın dışarıda hayatta kalması oldukça zordur.

Barınaklara götürülen ve bakımları orada yapılan hayvanlar ise çok daha fazla sevgiye ihtiyaç duymaktadır.

Engelli Bir Hayvanı Evlat Edinme Süreci

İlk olarak veterinerden randevu alınmalıdır. İşin uzmanından, hayvanın sağlık sorununu ve nedenini detaylıca öğrenmek evlat edinme sürecinde çok önemlidir.

Evlat edinecek kişinin veterineri dikkatlice dinlemesi gerekir, engelli hayvanın sizin ve ailenizin hayatında ne gibi değişikliklere yol açacağı bilinmelidir.

Hayvanı evlat edinecek kişi her detayı dikkatlice düşünüldükten sonra, hala evlat edinmek ve tüm sorumluluklarını üstlenmekte kararlıysanız, evinizin yeni üyesiyle oradan ayrılabilirsiniz.

Eve Alışmasına İzin Verin

Dostunuza biraz zaman verin. Tüm hayvanlar girdikleri yeni ortamlarda çekingen olabilir. Bizlerde yeni girdiğimiz ortamlarda nasıl rahatsız olabiliyorsak onlarda bizler gibi ilk başta rahatsız hissedebilirler.

Engelli bir hayvanın ise eve uyum sağlamak için biraz daha fazla zamana ihtiyacı olabilir. Evinizi ve sizi tanımasına müsaade edin.

Minik Dostunuzla Empati Kurun

Engelini düşünerek rahat etmesini sağlayın, hayatı onun için kolaylaştıracak çözümler bulun.

Eviniz merdivenliyse ve dostunuzun bacaklarında bir problem varsa mama ve su kaplarını ya da oyuncaklarını iniş-çıkış yapamayacağı düz alanlara koyun.

Dostunuz görme engelli ise onu uyandırırken daha nazik olun, onu severken ya da yanına yaklaşırken ses verin. Evde eşyaların yerini ezberlemesini sağlayın ve evde çok fazla değişiklik yapmayın. Evi öğrendikten sonra istedikleri gibi oynayabilir, dolaşabilirler.

Yarı felçli ise alacağınız bir yürüteç ile istediği gibi gezip dolaşacak ve oyunlar oynayacaktır.

Masum dostunuz eğer duyma engelli ise, onu korkutmamak için önce sizi görmesini sağlayıp, yavaşça ve şefkatle yanına yaklaşıp onu sevmeniz onu huzurlu hissettirecektir.

Engelli olsun ya da olmasın, tüm hayvanları mutlu etmenin yolu onları çok sevmekten geçer...

Veteriner kontrollerini aksatmayın. Veteriner size hayvanınızın sık sık kontrolden geçmesi gerektiğini söylediyse dostunuz gözünüze iyi gözüktüğü için götürmemezlik yapmayın.

En önemlisi de onu çok çok çok sevin...

Ve unutmayın ki, hayattaki en büyük engel sevgisizliktir...
Engel olmayın, farkında olun...

Hayvanların “kusurlu” güzelliklerini fotoğraflayan proje: Perfect Imperfection

Üç bacaklı köpeklerden gözleri olmayan kedilere, Perfect Imperfection fiziksel bozuklukların ve zorlukların üstesinden gelen hayvanların güzelliğini kutluyor.

Avustralyalı hayvan fotoğrafçısı Alex Cearns ve ekibi büyük bir dikkat ve hassasiyetle çalışıyor, hayvanların güzelliğini gözler önüne seren her fotoğraf, kusurları neredeyse görünmez kılıyor.

Cearns, “Bir hayvan fotoğrafçısı olarak en büyük tutkum, tüm canlıları eşsiz ve değerli yapan ayrıntıları yakalamak. Fotoğraflama ayrıcalığına eriştiğim her hayvanı seviyorum ama ‘farklı’ olarak adlandırabileceğimiz bu hayvanların bende özel bir yeri var. Bu canlılar bacağını kaybetmiş, doğuştan gözleri yok ya da geçmişte yaşadıklarının izlerini hala üzerlerinde taşıyorlar. Hayvanların çoğu yaşadıkları üzüntünün üzerinde durmuyor. Vücutlarını şikayet etmeden kabulleniyor ve kusurlarıyla hayatta kalmayı başarıyorlar. Daima ilerliyor, en az ‘sağlıklı’ olanlar kadar dahil olmaya çalışıyorlar” diyor.

Cearns, fotoğraf serisini hayatlarını kaybeden Savannah ve Rowdy’e ithaf ediyor.

Kalıcı göz hasarı nedeniyle Scrappy’nin iki gözü de alındı